İSTANBUL

İmamoğlu: Bugünkü kötü sesler bana sinek vızıltısı gibi geliyor

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Kapalı Çarşı esnafı ve dernek yöneticilerinin katıldığı programda siyasetin kötü dilinden uzak duracağını ifade ederek, “İnsanın ruhunu her şeyiyle inciten bir dil kullanmanın ne faydası var. Alimler, düşünürler o kadar güzel sözler bize emanet edip gitmişler ki başka bir ses dinlemeye gerek yok. Onun için bugünkü kötü sesler bana sinek vızıltısı gibi geliyor, hiçbir önemi yok” dedi.

31 Mart Yerel Seçim çalışmalarını Fatih’te sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Kapalı çarşıda düzenlenen kahvaltı programında esnaf ve dernek yöneticileriyle bir araya geldi. Program kapsamında katılımcıların taleplerini ve sorunlarını dinleyerek görüş alışverişinde bulunan İmamoğlu, Kapalı Çarşı esnafına çözüm önerilerini anlatarak, esnafın yanında olduğunu kaydetti. 

“Bağcılar’ın, Kağıthane’nin mutsuzluğu Fatih’in turizm kalitesine yansır” 
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, “Bu şehirdeki adil bir yönetim kavramının İstanbul’un turizmine katkısı vardır. İstanbul’daki eşitliğin, huzurun, sorunların çözümünün oluşması buradaki kent huzurunun turizmine de katkısı vardır. Dolayısıyla Bağcılar’ın huzursuzluğu ya da Kağıthane’nin huzursuzluğu Fatih’te turizmin kalitesine de yansır. Bunu birbirinden ayıramazsınız. Burası korunmuş bir bölge değil. İstanbul’un kentsel gelişiminin çirkinleşmesi, bu kentin cazibesini yitiriyor olması İstanbul’a gelen turistin şekilde değiştirmesine sebep olur” dedi. 

“Bu kentin moderatörlüğünü yapmaya geliyorum” 

İstanbul’da çok liyakatli insanların olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren İmamoğlu, “Ben bu şehrin bütün sorunlarını tek başıma, tarihi yarımadanın dönüşünü, geleceğe hazırlanmasını, yer altındaki zenginliklerin yer üstüne çıkarılmasını, kapalı Çarşının ruhuna kavuşmasını tek başına çözmeye elbette gelmiyorum. Elbette ki başarılı becerikli hanımefendilerin, beyefendilerin katkılarıyla kuracağımız derin ve kabiliyetli masanın ortaya koyacağı unsurlarla bu sorunları çözmeye geliyoruz. Ben tek başına ben bilirim iddiasıyla kendi kişisel egosunu işe katarak işini zorlaştıran basiretsiz bir yönetici değilim. Tam aksine toleransı yüksek, demokrat, uzlaşmacı, herkesi saygıyla karşılayan, evrensel bir dile kavuşturan bir anlayışla, bu kentin moderatörlüğünü yapmaya geliyorum. Sizin ihtiyaç duyduğunuz şey de bu, ama bu söylediğim şey vaat değil, taahhüttür, sözümdür, yöntemimdir” diye konuştu. 

Yorumlar 1 yorum