Bağcılar'da izdiham yaşatan konferans

Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği yazar “Hayati İnanç” konferansında izdiham yaşandı. İnanç’ı dinlemek için gelen davetliler, salonun dışına taştı. Programda geçmişimizle ilişki konusunda kopukluk nedeniyle yaşadığımız sıkıntılara değinen İnanç, Divan ve Halk Edebiyatı’ndan okuduğu şiirlere de Türkçe açıklama yapmak zorunda kaldı.

Toplum olarak bir deformasyona uğradığımızı söyleyen Hayati İnanç, “Kendi kaynaklarımızla aramıza yani kendimizle aramıza mesafe girmiştir. Biz bizi tanımaz olmuşuzdur” dedi.

Araştırmacı Yazar-Avukat Hayati İnanç, Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen “Can veren pervaneler” konulu konferansa konuk oldu. Bağcılar Belediyesi Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa yoğun ilgi gördü. Toplumun her kesiminden çok sayıda kişi İnanç’ı dinlemek için etkinliğin düzenlendiği yere akın etti. Program başlamadan bir saat önce salon dolup taştı. İçeri giremeyen çok sayıda davetli, söyleşiyi salon dışında ayakta dinledi.

KİTAPLAR TÜRKÇE, OKUMUŞLAR TÜRK AMA İRTİBAT YOK

Şair Şeyh Galip’in kaleme aldığı divanından okuduğu mısralarla konuşmaya başlayan İnanç, her mısrayı daha iyi anlaşılması için detaylı şekilde açıkladı. Türkçe eserler arasında yabancılık çektiğimize dikkat çeken İnanç, “Dünyada emsali bulunmayan kütüphaneler İstanbul’da. Çoğunluğu Türkçe olan bu kitaplar orada beklerken kütüphanenin dışında okumuş Türkler var. Onlarca yıldır devam eden inanılmaz bir gariplik var. Kitaplar Türkçe, okuyanlar Türk ama irtibat yok. Bu nasıl bir şey? Ne oldu neden böyle. 86 yaşında vefat eden İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee, 1921’de Türkiye’ye geldi. 51 sene Osmanlı kütüphanelerinde araştırma yaptı. Ne aradı diye sordular. ‘Şair Baki’nin memleketinde bulundum yetmez mi?” diye cevap verdi. İngiliz tarihçi şair Baki’yle aynı memlekette bulunmayı 51 yıllık mesaisine denk tutuyor. Biz Şair Baki’yi şöyle böyle tanırız. Bu bizim kendimizle aramızdaki problemin tarifidir işte. Bizim aramız bozuktur nedense. Bizim başımıza iş gelmiştir de ondan. Bir deformasyona uğramışızdır. Kendi kaynaklarımızla aramızda yani kendimizle aramıza mesafe girmiştir. Biz bizi tanımaz olmuşuzdur. Ama moralimizi bozmaya gerek yok çünkü her şey aslına döner. Milletin geçmişi geleceğinin aynasıdır. Geçmişinde büyük olan millet geleceğinde de büyük olur. Endişeye mahal yok ama biraz tembelliğimizi atmamız gerekir” dedi.

ÖLÜMÜ HATIRLAYARAK GEÇEN HAYATA HAYAT DENİR

Kendine has mizahi anlatımı ile ölüm konusuna da değinen İnanç, şunları söyledi: “Ölümü hatırlayan insan güzelleşir, unutan canavarlaşır. Herkes ölür ama herkes yaşamaz. Ölümü hatırlayarak geçen hayata hayat denir. Hatırlamalıdır. Hatırlamak iyidir. Allah’ı ve ölümü unutma. Yaptığın iyiliği ve gördüğün kötülüğü unut.”

Sözleriyle kimi zaman güldüren kimi zaman düşündüren İnanç, programda; Şair Nabi, Şeyh Galip, Baki, Yunus Emre'den okuduğu beyitlerle dinleyicileri Divan Edebiyatı ve Halk Edebiyatı'nın nadide dünyası ve eserleri arasında dolaştırdı. İnanç, peygamberimiz için yazılmış naatlardan örnekler de okudu.